KÖŞEMDEN:
Gecenin Karanlığını gündüzün aydınlığından.. Kışın soğuğunu yazın sıcağından… Sağlığın önemini hastalandığımızdan… Biliriz. Barışın ne büyük bir “nimet” olduğunu savaşmak zorunda kalındığında anladığımız gibi..
…Denenemedik, başımıza gelmedik dolayısıyla yaşamadık diyemeyeceğimizle, bu dar’ı dünyada savaşı da gördük barışı da.. Göçü yaşadık bizimdir dediğimiz vatanda, vatandaş olmanın sağladığı güvenceyi de.. Büyük veya küçük.. Az veya çok…
Bu nedenle son günlerde “bölgemizde “afakımızı saran kara bulutlara” hayretle değil, ibretle bakıyoruz.. Çünkü artık bölgemiz çok ama çok netameli! Artık bu bölgede huzuru ve barışı tesis etmek çok ama çok zor! Çünkü Koronavirüs değil ama beterin beterinde “savaşlar” düştü hayatlarımıza…
*****
BİR süredir Türkiye’nin gitgide büyürken dalgalar halinde genişledikçe yayılan Suriye içlerindeki hareket ve harekâtlarını şu yukarıdaki düşüncelerimle izliyorum. Belki bundan sonrası için de “son durak olmayacak” diyorum! Fakat şu anda “İdlib”te patlayan o büyük dalga, Türkiye’yi şehitleriyle yasa boğarken.. Siyasi kaderini yeniden saptamasını gerektirecek kadar önemli bir dönüm noktası haline gelirken.. Yanan canlarımız ve akan gözyaşlarımızla bir daha düşünüyoruz: Hayır! “Ne işin vardı senin Suriye’de” demek için değil!
Şunu söylemek için: “Senin antidemokratik, sürgit dikta rejiminin Rusya’sı ile nasıl bir ittifakın nasıl bir dayanışman ve bölge barışı için nasıl güç birliğin olabilirdi ey Türkiye?”
Bu nasıl bir politikadır ki “Trump ile Putin” arasına sıkışmışlığın ile ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamayacak, yaranamayacak kadar!
Kİ benzer “olaylar” zaten Kıbrıs’ta yaşanmış 1974’lerde.. Ki o dönemlerdebugünlere benzer “düşmanca tertipleri” kendini hâlâ dünyanın jandarması olarak gören Amerika yaşatmıştı Türkiye’ye..
***** SÖYLEMEYE hiç gerek yok.. Artık dünyanın kendini dağıtırken yeniden kurulup kurgulanmaya ihtiyacı var..
İkinci dünya Savaşından sonra ilk adım “NATO” ile atıldı. İkinci büyük oluşum Hıristiyan Kulübü desek de “Avrupa Birliğiyle” gerçekleşti ve kendi fil kulesine çekildi ki!.
İşte son olaylarla da yaşanan o büyük uyarı: Artık dünyada hiçbir ülke, kendi sınırları içine kapanmış olsa da “belalardan” mesela Koronavirüs gibi ölümcül salgınlardan, dışında oluşan savaşlarla dalaşlardan, ülkelerin olumsuz etki tepkilerinden azade olamaz!
Nitekim şimdilerde eğer Türkiye’nin azat ettiği göçmeler Yunanistan sınırını aşarlarsa artık Avrupa bir “lalezar” değil, estikçe kuru çöl rüzgârlarıyla kavrulacak bir kıta haline gelecektir!
*****
TABİ ki bir Pazar yazısı değildir yazdıklarım. Fakat artık görüp bilmeliyiz:
Gün gele “Pazar” tatilleri bile insanlık için lüks olacaktır..
Ve kabul etmek zorundayız.. Artık bloklaşmaların ötesinde hızla “Ulusalar arası irili ufaklı ittifaklar” oluşumuna doğru kayıyoruz.. Bundan sonra hiçbir ülke kendi “yalnızlığının asude barış dünyasını kuramaz!”
Ülkeler ülkelere sırt dayayarak, birbirlerine destek olarak, iş ve güç birliklerinde yürüyecekler yollarını…
*****
NİTEKİM: Güney’deki komşumuz çoktan beridir pek çok ulusla gerçekleştirdiği ittifaklarla kendini güvenceye almıştır..
Ya biz? Karar vermek zorundayız: “Ya Türkiye ile birlikte yürüyeceğiz geleceklere ki Türkiye’nin dostu dostumuz olacak…
Yada kafası esti mi “ben sınır kapılarını kapattım” diyecek kadar adanın tek hakimi olduğunu sanan Anastasiadis gibi Rum liderlerinin peşinde, “barışçı çözüm dilenen dilenciler gibi koşacağız!”
Karar Kıbrıs Türk halkının da olsa önce teker teker Kıbrıs Türk insanının kararı olmalıdır!
The post KARAR VERME ZAMANI appeared first on Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber.
KÖŞEMDEN: Gecenin Karanlığını gündüzün aydınlığından.. Kışın soğuğunu yazın sıcağından… Sağlığın önemini hastalandığımızdan… Biliriz. Barışın ne büyük bir “nimet” olduğunu savaşmak zorunda kalındığında anladığımız gibi.. …Denenemedik, başımıza gelmedik dolayısıyla yaşamadık diyemeyeceğimizle, bu dar’ı dünyada savaşı da gördük barışı da.. Göçü yaşadık bizimdir dediğimiz vatanda, vatandaş olmanın sağladığı güvenceyi de.. Büyük veya küçük.. Az veya …
The post KARAR VERME ZAMANI appeared first on Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber.
KÖŞEMDEN:
Gecenin Karanlığını gündüzün aydınlığından.. Kışın soğuğunu yazın sıcağından… Sağlığın önemini hastalandığımızdan… Biliriz. Barışın ne büyük bir “nimet” olduğunu savaşmak zorunda kalındığında anladığımız gibi..
…Denenemedik, başımıza gelmedik dolayısıyla yaşamadık diyemeyeceğimizle, bu dar’ı dünyada savaşı da gördük barışı da.. Göçü yaşadık bizimdir dediğimiz vatanda, vatandaş olmanın sağladığı güvenceyi de.. Büyük veya küçük.. Az veya çok…
Bu nedenle son günlerde “bölgemizde “afakımızı saran kara bulutlara” hayretle değil, ibretle bakıyoruz.. Çünkü artık bölgemiz çok ama çok netameli! Artık bu bölgede huzuru ve barışı tesis etmek çok ama çok zor! Çünkü Koronavirüs değil ama beterin beterinde “savaşlar” düştü hayatlarımıza…
*****
BİR süredir Türkiye’nin gitgide büyürken dalgalar halinde genişledikçe yayılan Suriye içlerindeki hareket ve harekâtlarını şu yukarıdaki düşüncelerimle izliyorum. Belki bundan sonrası için de “son durak olmayacak” diyorum! Fakat şu anda “İdlib”te patlayan o büyük dalga, Türkiye’yi şehitleriyle yasa boğarken.. Siyasi kaderini yeniden saptamasını gerektirecek kadar önemli bir dönüm noktası haline gelirken.. Yanan canlarımız ve akan gözyaşlarımızla bir daha düşünüyoruz: Hayır! “Ne işin vardı senin Suriye’de” demek için değil!
Şunu söylemek için: “Senin antidemokratik, sürgit dikta rejiminin Rusya’sı ile nasıl bir ittifakın nasıl bir dayanışman ve bölge barışı için nasıl güç birliğin olabilirdi ey Türkiye?”
Bu nasıl bir politikadır ki “Trump ile Putin” arasına sıkışmışlığın ile ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamayacak, yaranamayacak kadar!
Kİ benzer “olaylar” zaten Kıbrıs’ta yaşanmış 1974’lerde.. Ki o dönemlerdebugünlere benzer “düşmanca tertipleri” kendini hâlâ dünyanın jandarması olarak gören Amerika yaşatmıştı Türkiye’ye..
***** SÖYLEMEYE hiç gerek yok.. Artık dünyanın kendini dağıtırken yeniden kurulup kurgulanmaya ihtiyacı var..
İkinci dünya Savaşından sonra ilk adım “NATO” ile atıldı. İkinci büyük oluşum Hıristiyan Kulübü desek de “Avrupa Birliğiyle” gerçekleşti ve kendi fil kulesine çekildi ki!.
İşte son olaylarla da yaşanan o büyük uyarı: Artık dünyada hiçbir ülke, kendi sınırları içine kapanmış olsa da “belalardan” mesela Koronavirüs gibi ölümcül salgınlardan, dışında oluşan savaşlarla dalaşlardan, ülkelerin olumsuz etki tepkilerinden azade olamaz!
Nitekim şimdilerde eğer Türkiye’nin azat ettiği göçmeler Yunanistan sınırını aşarlarsa artık Avrupa bir “lalezar” değil, estikçe kuru çöl rüzgârlarıyla kavrulacak bir kıta haline gelecektir!
*****
TABİ ki bir Pazar yazısı değildir yazdıklarım. Fakat artık görüp bilmeliyiz:
Gün gele “Pazar” tatilleri bile insanlık için lüks olacaktır..
Ve kabul etmek zorundayız.. Artık bloklaşmaların ötesinde hızla “Ulusalar arası irili ufaklı ittifaklar” oluşumuna doğru kayıyoruz.. Bundan sonra hiçbir ülke kendi “yalnızlığının asude barış dünyasını kuramaz!”
Ülkeler ülkelere sırt dayayarak, birbirlerine destek olarak, iş ve güç birliklerinde yürüyecekler yollarını…
*****
NİTEKİM: Güney’deki komşumuz çoktan beridir pek çok ulusla gerçekleştirdiği ittifaklarla kendini güvenceye almıştır..
Ya biz? Karar vermek zorundayız: “Ya Türkiye ile birlikte yürüyeceğiz geleceklere ki Türkiye’nin dostu dostumuz olacak…
Yada kafası esti mi “ben sınır kapılarını kapattım” diyecek kadar adanın tek hakimi olduğunu sanan Anastasiadis gibi Rum liderlerinin peşinde, “barışçı çözüm dilenen dilenciler gibi koşacağız!”
Karar Kıbrıs Türk halkının da olsa önce teker teker Kıbrıs Türk insanının kararı olmalıdır!
The post KARAR VERME ZAMANI appeared first on Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber.
[gallery link="file" columns="3"]
Münasıran Otomatik Alınan Haber Kaynak linki Tıklayın Haber Kaynağına gidin
Author:
Hello, my name is Jack Sparrow. I'm a 50 year old self-employed Pirate from the Caribbean.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder