Egemenliği devretmeye hazır mısınız? - Yedinci Gün

Güncel haber sitesi,son dakika haberlerinden haberiniz olsun

Son Dakika Haberleri

1 Mart 2020 Pazar

Egemenliği devretmeye hazır mısınız?

Egemenliği devretmeye hazır mısınız?,



Kıbrıs sorunu ile ilgili değil bu yazı.


 


Hatta hiç alakası yok.


 


Farkında mısınız bilmem ama dünya son yıllarda sınır tanımayan birbirinden bağımsız problemlerle meşgul.


 


Birbirinden bağımsız gibi duran problemlerin kamuoylarında direk ifade edilmese de doğurduğu sonuç açısından buluştuğu ortak nokta da ‘’egemenlik’’ ile ilgili.


 


Hepimizin vakıf olduğu global problemler neler diye sıralayalım.


 


Global ısınma ve bunun sebep olduğu doğal afetler, giderek yetersiz kalan dünya su kaynakları, hava ve atık kirliliği.


 


Uluslararası terörizm. Vekalet savaşlarında kullanılan özel silahlı gruplar. Deniz korsanlığı.


 


Global ekonomik krizin oluşmasına sebep olan yetersiz ve uygulamaların çok gerisinde kalmış serbest piyasa kontrol mekanizmaları. Bunların Asya’dan başlayarak, ABD ve Avrupa da yarattığı piyasa çöküşleri.


 


Ve son olarak da kuş gribi, domuz gribi, SARS, ve şu anda dünya gündemine oturan korona virüsü gibi salgın hastalıklar.


 


Sıraladığımız buna benzer gelişmeleri ve olayları giderek çaresizlik içerisinde seyreden ülke yönetimleri ve kamuoyları var.


 


Giderek sınır tanımayan ve bir ülkenin aldığı kararlarla pek bir ilerleme kaydedemeyeceği sorunlar olarak bunlar ön plana çıktı. Ya da acaba buna ‘’çıktı’’ değil de bu problemlerin gündeme başka bir amaca hizmet için ‘’çıkarıldığı’’ bir dünya düzenine kontrollü bir şekilde yol aldık mı demek lazım.


 


İnsanlık tarihinin geçmişte yaşadıkları ile bugün içinden geçtiğimiz süreci ayrıştıran en önemli faktör olan bilişim ve iletişim çağında olmamızın tüm velinimetleri de özgürce kullanılması da buna katkı yapıyor.


 


Yoksa insanlık tarihinde salgın hastalıklar hep olmuş.


 


Tüm bu global problemlerin inanılmaz bir hız ile dünyanın en ücra yerine kadar ulaşıp gündem ve korku yaratması insan tarihinde fark yaratan bir unsur. Bunun yarattığı etki de farklı oluyor.


 


Bu sorunlara çözüm bulamamak gelişmekte olan ülkelerde çok yadırganacak bir durum olmayabilir.


 


Bu gruba dahil olan ülkelerde nedeni belli olmayan ölüm normal hayatın parçası olmuş. Örneğin bu günlerde ‘’korona virüs bizde yok’’ diyen bu ülkelerde her gün sebebi belli olmayan ölümler oluyor.


 


Ama ekonomik ve askeri yönden güçlü olan ülkeler giderek buna tahammül etmekte zorlanıyor. Niye bunlar oluyor sorusunun cevapsız kalması devlete karşı çok daha büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor.


 


Son 30 yılda bu sorunlar güçlü ülkelerin bile tek başına ne kadar yetersiz kalabileceklerini kendi vatandaşlarına iyice göstermeye başladı.


 


Sorunların küresel boyut kazandığı bir ortamda dünyanın ülkeler bazında örgütlendiğini unutmamak lazım.


 


Bu aşamada dünyada ülkelerin yerini küresel bir devletin almasını önermek gerçekçi olmaz. Bilim kurgu film senaryosu olur.


 


Ancak büyük sermaye grupları, uluslararası şirketler ve küresel kurumlar seçimlerin, eğitim, çevre ve sağlık sistemlerinin, vergi toplama yetkisinin, askeri güçlerin ülkeler bazında örgütlendiği bir dünyada bu küresel sorunlara çözüm bulabilmenin gittikçe güçleştiğini artık her platformda işlemeye başladı.


 


Açıkça olmasa da söylenmeye çalışılan bu sorunların çözümü için ülke egemenliklerinin paylaşımının gerektiği.


 


Bu kurumlar ve uluslararası şirketler merkezi hükümetten, başarılı olamadıkları noktada da lokal yönetimlerden iş birliği talebiyle bunu yapmaya çalışıyorlar.


 


Bu kurumlar etki alanlarını artırarak yetki alanlarını artırmaya çalışıyorlar.


 


Buna karşı olarak da ulus devleti korumak için batı dahil birçok ülke de kapitalizmin öncü süvarilerine karşı kendi mücadelelerini vermeye devam ediyor.


 


Küresel örgütlerle birlikte uluslararası sermayenin global sorunları ön plana çıkararak insanları, ülke kaynaklarını ve sermaye akışını kontrol etmeyi ve kendi düzenini korumayı amaçladığını söylemek bu resme baktığınızda hafife alınacak bir iddia değil.


 


Yaşanan gelişmeler sonucunda ortaya çıkan sınır tanımayan problemlerin sebep olduğu korkularımızı bir de bu perspektiften değerlendirerek düşünmek lazım.


 


Korkularımızdan ülke egemenliğinden taviz vererek kurtulacağımız bir geleceğe doğru yol alıyoruz.


 


Korona virüsü ve sebep olduklarına bir de bu gözle bakın.


 


Birileri bize bir şey söylemek istiyor sanki.


 






The post Egemenliği devretmeye hazır mısınız? appeared first on Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber.

,

Kıbrıs sorunu ile ilgili değil bu yazı.   Hatta hiç alakası yok.   Farkında mısınız bilmem ama dünya son yıllarda sınır tanımayan birbirinden bağımsız problemlerle meşgul.   Birbirinden bağımsız gibi duran problemlerin kamuoylarında direk ifade edilmese de doğurduğu sonuç açısından buluştuğu ortak nokta da ‘’egemenlik’’ ile ilgili.   Hepimizin vakıf olduğu global problemler neler diye …


The post Egemenliği devretmeye hazır mısınız? appeared first on Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber.

, ,
Cenk Uzunoğlu
, {authorlink}, https://www.havadiskibris.com/egemenligi-devretmeye-hazir-misiniz/, https://www.havadiskibris.com/feed/, Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber,
Kuzey Kıbrıs'ın günlük ve yerel internet haberleri gazetesi.
, https://www.havadiskibris.com/wp-content/uploads/2019/05/cropped-EF1CB93B-49A0-4C99-A020-14582EE356EE-32x32.png, havadis kıbrıs halkın sesi kıbrıs, 450193, 1 Mart 2020, 12:21




Kıbrıs sorunu ile ilgili değil bu yazı.


 


Hatta hiç alakası yok.


 


Farkında mısınız bilmem ama dünya son yıllarda sınır tanımayan birbirinden bağımsız problemlerle meşgul.


 


Birbirinden bağımsız gibi duran problemlerin kamuoylarında direk ifade edilmese de doğurduğu sonuç açısından buluştuğu ortak nokta da ‘’egemenlik’’ ile ilgili.


 


Hepimizin vakıf olduğu global problemler neler diye sıralayalım.


 


Global ısınma ve bunun sebep olduğu doğal afetler, giderek yetersiz kalan dünya su kaynakları, hava ve atık kirliliği.


 


Uluslararası terörizm. Vekalet savaşlarında kullanılan özel silahlı gruplar. Deniz korsanlığı.


 


Global ekonomik krizin oluşmasına sebep olan yetersiz ve uygulamaların çok gerisinde kalmış serbest piyasa kontrol mekanizmaları. Bunların Asya’dan başlayarak, ABD ve Avrupa da yarattığı piyasa çöküşleri.


 


Ve son olarak da kuş gribi, domuz gribi, SARS, ve şu anda dünya gündemine oturan korona virüsü gibi salgın hastalıklar.


 


Sıraladığımız buna benzer gelişmeleri ve olayları giderek çaresizlik içerisinde seyreden ülke yönetimleri ve kamuoyları var.


 


Giderek sınır tanımayan ve bir ülkenin aldığı kararlarla pek bir ilerleme kaydedemeyeceği sorunlar olarak bunlar ön plana çıktı. Ya da acaba buna ‘’çıktı’’ değil de bu problemlerin gündeme başka bir amaca hizmet için ‘’çıkarıldığı’’ bir dünya düzenine kontrollü bir şekilde yol aldık mı demek lazım.


 


İnsanlık tarihinin geçmişte yaşadıkları ile bugün içinden geçtiğimiz süreci ayrıştıran en önemli faktör olan bilişim ve iletişim çağında olmamızın tüm velinimetleri de özgürce kullanılması da buna katkı yapıyor.


 


Yoksa insanlık tarihinde salgın hastalıklar hep olmuş.


 


Tüm bu global problemlerin inanılmaz bir hız ile dünyanın en ücra yerine kadar ulaşıp gündem ve korku yaratması insan tarihinde fark yaratan bir unsur. Bunun yarattığı etki de farklı oluyor.


 


Bu sorunlara çözüm bulamamak gelişmekte olan ülkelerde çok yadırganacak bir durum olmayabilir.


 


Bu gruba dahil olan ülkelerde nedeni belli olmayan ölüm normal hayatın parçası olmuş. Örneğin bu günlerde ‘’korona virüs bizde yok’’ diyen bu ülkelerde her gün sebebi belli olmayan ölümler oluyor.


 


Ama ekonomik ve askeri yönden güçlü olan ülkeler giderek buna tahammül etmekte zorlanıyor. Niye bunlar oluyor sorusunun cevapsız kalması devlete karşı çok daha büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor.


 


Son 30 yılda bu sorunlar güçlü ülkelerin bile tek başına ne kadar yetersiz kalabileceklerini kendi vatandaşlarına iyice göstermeye başladı.


 


Sorunların küresel boyut kazandığı bir ortamda dünyanın ülkeler bazında örgütlendiğini unutmamak lazım.


 


Bu aşamada dünyada ülkelerin yerini küresel bir devletin almasını önermek gerçekçi olmaz. Bilim kurgu film senaryosu olur.


 


Ancak büyük sermaye grupları, uluslararası şirketler ve küresel kurumlar seçimlerin, eğitim, çevre ve sağlık sistemlerinin, vergi toplama yetkisinin, askeri güçlerin ülkeler bazında örgütlendiği bir dünyada bu küresel sorunlara çözüm bulabilmenin gittikçe güçleştiğini artık her platformda işlemeye başladı.


 


Açıkça olmasa da söylenmeye çalışılan bu sorunların çözümü için ülke egemenliklerinin paylaşımının gerektiği.


 


Bu kurumlar ve uluslararası şirketler merkezi hükümetten, başarılı olamadıkları noktada da lokal yönetimlerden iş birliği talebiyle bunu yapmaya çalışıyorlar.


 


Bu kurumlar etki alanlarını artırarak yetki alanlarını artırmaya çalışıyorlar.


 


Buna karşı olarak da ulus devleti korumak için batı dahil birçok ülke de kapitalizmin öncü süvarilerine karşı kendi mücadelelerini vermeye devam ediyor.


 


Küresel örgütlerle birlikte uluslararası sermayenin global sorunları ön plana çıkararak insanları, ülke kaynaklarını ve sermaye akışını kontrol etmeyi ve kendi düzenini korumayı amaçladığını söylemek bu resme baktığınızda hafife alınacak bir iddia değil.


 


Yaşanan gelişmeler sonucunda ortaya çıkan sınır tanımayan problemlerin sebep olduğu korkularımızı bir de bu perspektiften değerlendirerek düşünmek lazım.


 


Korkularımızdan ülke egemenliğinden taviz vererek kurtulacağımız bir geleceğe doğru yol alıyoruz.


 


Korona virüsü ve sebep olduklarına bir de bu gözle bakın.


 


Birileri bize bir şey söylemek istiyor sanki.


 






The post Egemenliği devretmeye hazır mısınız? appeared first on Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber.


[gallery link="file" columns="3"]
Münasıran Otomatik Alınan Haber Kaynak linki Tıklayın Haber Kaynağına gidin
Author:
Cenk Uzunoğlu






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Bottom Ad

Pages