Muharrem İnce, Demirtaş’la görüşmesini anlattı - Yedinci Gün

Güncel haber sitesi,son dakika haberlerinden haberiniz olsun

Son Dakika Haberleri

10 Mayıs 2018 Perşembe

Muharrem İnce, Demirtaş’la görüşmesini anlattı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Selahattin Demirtaş’la yaptığı görüşmeyi anlatarak, “Bana, ‘Muharrem Hoca, bu böyle olmuyor. Her aday birer hafta sırayla hapis yatsın. Hepsini ben yatmayayım’ esprisini yaptı” dedi. İnce Hakkari mitinginde ise malvarlığının yazılı olduğu kağıtları dağıttı.

Hakkari’de düzenlenecek mitinge katılmak üzere bugün özel uçakla Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı'na gelen CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’yi, HDP eski Milletvekili Esat Canan, CHP Hakkari İl Başkanlığı heyeti, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca ilçe yönetimi ile vatandaşlar karşıladı.


Havalimanında gazetecilere açıklamalarda bulunan İnce, rakiplerinden Hakkari’ye selam getirdiğini belirterek,“Toplumu ayrıştırmaya, bölmeye çalışmıyoruz. Tam tersine amacımız, ülkemize huzur gelmesi ve hep beraber yaşamak istiyoruz. Dün Edirne’de miting yaptık. Bugün Hakkari’deyiz, yarın Rize’deyiz, yarın akşam ise Antalya’dayız. Türkiye’yi düşünün, dört köşesini; Edirne, Hakkari, Rize ve Antalya, dört bir köşeyi de kucaklamak istiyoruz. Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret ettim başarılar diledim. Meral Akşener’i de ziyaret ettim ve ona da başarılar diledim. Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret ettim başarılar diledim. O da bana başarılar diledi. Hatta espri yaptı. Bana, ‘Muharrem Hoca, bu böyle olmuyor’ dedi. Ben de nasıl olsun dedim. ‘Başkanım, her aday birer hafta sırayla hapis yatsın. Hepsini ben yatmayayım. Adaylar birer hafta nöbetleşe hapis yatsın’ dedi. Konuştuk, sohbet ettik" dedi.


“Bütün rakiplerimin selamı var”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da ziyaret ettiğini hatırlatan İnce, "Daha sonra Erdoğan’a gittim ve başarılar diledim. Perinçek imzayı doldurdu, o da artık aday, ona da en kısa zamanda uğrayacağım. Ona da başarılar dileyeceğim. Bizim derdimiz Türkiye’yi normalleştirmek, huzur istiyoruz biz bu kadar. Bütün rakiplerimin selamı var, hepsinin selamını getirdim" şeklinde konuştu.


İnce'yi karşılamaya gelen HDP Hakkari eski Milletvekili Esat Canan ise "Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin Edirne'de yatan HDP eski Genel Başkanı Demirtaş'ı ziyaret ettiği için Hakkari adına kendisine teşekkür ediyorum, kendisine başarılar diliyorum" dedi.


İnce ve beraberindeki partililer, daha sonra Hakkari’ye geçti.


HAKKARİ MİTİNGİ


Muharrem İnce Hakkari’de yaptığı mitingde ise şunları söyledi:


Benim projem, bizim projemiz hafriyat değil. Bizim projemiz huzur, huzur projesi. Beraber yaşama projesi, kardeşlik projesi. Benim projem, bizim projemiz köprü yol, bunlar kolay iş. En kolay iş. Birinci köprüyü Demirel yaptı, ikinci köprüyü Özal yaptı, üçüncü köprüyü Erdoğan yaptı. Yok yuh yok… Dördüncü köprüyü de İnce yapar. Köprü yapmak kolay iş, huzuru bulmak zor iş. Türkiye’nin barışa, kardeşliğe, demokrasiye özgürlüğe ihtiyacı var. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, dışlamadan, hiç kimseyi elinin tersiyle itmeden herkesi severek…



"SAYIN PERİNÇEK'İ DE ZİYARET EDECEĞİM"


Sayın Temel Karamollaoğlu’na gittim, dedim ki sayın adayımız başarılar diliyorum. Oradan sayın Akşener’e gittim, başarılar diliyorum dedim. Oradan dün hapishanede sayın Demirtaş’a gittim. Dedim ki, Selahattin başkan sana da başarılar diliyorum dedim. Sonra akşam sayın Erdoğan’a gittim. Emeklilik günleri gelmiş birini yuhalamayın, güzel gönderin. Sayın Erdoğan’a da başarılar diledim. Dedim ki, yarın Hakkari’ye gideceğim, bütün rakiplerim hepsi, sayın Perinçek’i de ziyaret edeceğim. Ben 81 milyon ile barışmak istiyorum. Bütün adaylar Hakkarililere bizden de selam söyle dediler, onların selamlarını iletiyorum.


Ne yapmamız lazım? Beni çok iyi dinlemenizi istiyorum. Bugün fark ettim ki, bu doğu insanının, bizim bölgelere göre bir farklı özelliği var. Mesela taziyeleri çok önemsiyorsunuz siz. Bir şeyi daha fark ettim. Yolda gelirken ben el salladığımda karşılık vermeyen hiç kimse olmadı. Herkes el salladı.


BANA SORDUĞU BİR SORUYU AÇIKLAMAM LAZIM


Sayın Erdoğan ile AK Parti Genel Başkanı ile akşam konuşurken aramızda geçen konuşmaları, memleketin sorunlarını konuştuk ama ne ben basına yansıttım, ne de o yansıttı. Ama bana sorduğu bir soruyu açıklamam lazım. Bana kinayeli bir şekilde dedi ki, “Yarın Hakkari’ye gittiğinde orada Türk bayrağı olacak mı” dedi. Ben de dedim ki, “tabi olacak” Kameralar göstersin de Sayın Erdoğan da görsün biraz.


"BEN HEPİNİZİN CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM"


Olayları doğru tespit edelim. Tek olan şeyler, bir grubun olamaz. Tek olan şeyler hepimizin olur, 81 milyonun olur. Bayrak tektir, onun için Türkün Kürdün Alevinin Şafinin Sünni’nin hepsinindir. Cumhurbaşkanı tektir, CHP’nin cumhurbaşkanı olmaz, HDP’nin cumhurbaşkanı olmaz 81 milyonun cumhurbaşkanı olur. Onun için benim adaylığım açıklandığında, altı oku çıkarttım, Türk bayrağı taktım buraya. Ben hepinizin cumhurbaşkanı olacağım.


"ASIL KÜRT SORUNU BİR AHLAK SORUNUDUR"


Bir sorunumuz var, sorunumuz ne? Kürt sorunu. Peki Kürt sorunu nedir? Bir siyasal sorundur, iki ekonomik sorundur, kültürel sorundur, eksik demokrasi sorunudur. Say da say. Ama asıl Kürt sorunu bir şeydir, asıl Kürt sorunu bir ahlak sorunudur. Neden biliyor musunuz? Politikacı Diyarbakır’a gelir Hakkari’ye gelir, gelir burada güzel laflar eder. Kürtlerin hoşuna gidecek güzel güzel laflar eder. Sonra geçer bir başka yere, unutur bambaşka bir adam olmuş. Ben size söz veriyorum, burada yapacağım konuşmayı Rize’de yapamazsam bu siyaseti yapmam ben. Ne Edirnelilere yalan söyleyeceğim ne size yalan söyleyeceğim. Ne ben sizi kandıracağım ne de FETÖ beni kandıracak. Yapamayacağımızı söyleyemeyeceğiz. Bazen siz kızacaksınız bana, bazen Kocaelilier Yalovalılar kızacak, bazen Edirneliler bazen Diyarbakırlılar kızacak. Biz doğruyu bulacağız. 81 milyon kendisine şu soruyu soracak, kardeşim biz beraber mi yaşayacağız, ayrı ayrı mı yaşayacağız? Bu soruyu sorduktan sonra gerisi gelecek zaten.


“GÖNÜL KÖPRÜLERİ KURACAĞIZ”


Bu sorunları nasıl çözeceğiz? Bursa’nın B’si, 3 B ile çözeceğiz. Bir, barışacağız. İki, büyüyeceğiz. Üç, bölüşeceğiz. Yani adil paylaşacağız. Bir barışacağız, gönüllerde barışacağız. Yüreklerde barışacağız. Büyüyeceğiz, ekonomimiz büyüyecek. Demokrasimiz geliştikçe, yargımıza insanlar saygı duyunca, dış yatırımcı gelecek. Türkiye demokratik bir ülke, Türkiye uygar bir ülke. Türkiye’de hukukun üstünlüğü vardır… Ekonomimiz büyüyünce gelirimiz artacak. Bu geliri adil, eşit, hakkaniyetli şekilde dağıtacağız. Gönül köprüleri kuracağız. Hakkari’de liseye giden Berfin kızımız Siyasal Bilimler Fakültesi’ne gidip Yalova’ya vali olmanın hayallerini kuracak. Bunu başarabiliriz, bundan yana sizin bir kuşkunuz olmasın.


“ÖLÜMÜ GÖZE ALMAK GEREKECEK”


Bunları yaparken, Türkiye’yi barıştırırken, büyütürken önümüze zorluklar çıkacak. Emperyalist güçler çıkacak, yabancılar çıkacak, iç düşmanlar çıkacak. Ölümü göze almak gerekecek…


Padişahın bir kızı varmış, demiş ki kızımı namuslu biriyle evlendireceğim. Demiş ki, hepsine birer çiçek tohumu vermiş. Alın bunları yeşertin, baharda bana gelin demiş. En güzel saksı kimin olursa kızımı ona vereceğim demiş. Baharda 10 damat adayı sahneye çıkmış, 9’unun elinde yemyeşil çiçekli bir saksı, bir tanesinin elinde kupkuru bir saksı. Demiş ki, sen niye çalışmadın? Padişahım suladım, havalandırdım, olmuyor demiş. E ölüm var ucunda, e olsun ben yalan söyleyemem ölümse ölüm demiş. Padişah demiş ki kızımı sana vereceğim, sen namuslusun. Ben hepinize kavrulmuş tohum verdim, normalde hiçbirinin yeşermemesi lazım. O 9’u tohumları değiştirmiş. İşte onun gibi davranacağız.


“O ANCAK İFLAS BELGESİ AÇIKLAYABİLİR”


Geçtiğimiz günlerde Erdoğan bir manifesto açıkladı. Manifesto nedir? Gelecek bildirisidir. Ben diyor gelecekte şunları yapacağım. 16 yıldır iktidarda olan birisi, ben gelecekte şunu yapacağım diyebilir mi? Diyemez. Manifestoyu o açıklayamaz, ben açıklarım ben. O ancak iflas belgesi açıklayabilir.


"SARAN KORKUNUN ADI İNCE HASTALIK KORKUSU”


Bunlar yine insanları korkutuyorlar. Diyorlar ki muhafazakar insanlara, başı kapalı insanlara “CHP gelirse, Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olursa sizin baş örtünüzü çıkarır” diyorlar. Bakın bu yalan, size söz veriyorum. İster evinde tak, ister sokakta tak, ister devlette tak. Bunun geri dönüşü yoktur, bu konu kapanmıştır. Yeniden tartışmanın bir anlamı yoktur. Ama insanlara niye böyle söylüyorlar biliyor musunuz? Bunları korku sardı. Saran korkunun adı ‘ince hastalık korkusu’


“EMEKLİLİK DÖNEMİNE HAZIRLAYACAĞIZ”


Mesela ilk yıllarında çıraklık dönemim diyordu, sonra kalfalık dönemim dedi, sonra ustalık dönemim dedi. Şimdi hep birlikte onu emeklilik dönemine hazırlayacağız. Ama merak etmesin, o da evrensel kuralların işlediği gerçek bir hukuk devleti olan Türkiye’de o da özgür ve rahat yaşayacak.



Muharrem İnce miting meydanından mal varlığına dair belgeyi basın mensuplarına verdi

MAL VARLIĞININ YAZDIĞI BELGEYİ GAZETECİLERE VERDİ


Bir ilk yapacağız. Geçen gün bana ‘gariban’ dedi. ‘Gariban cumhurbaşkanı adayı’ dedi. O benden 5 ay sonra geldi. Benim kıdemim beş ay fazla ondan. Başbakan ile milletvekilinin maaşı üç aşağı beş yukarı aynı. 16 senedir milletvekiliyim ben de o da. Bir tane çocuğum var, eşim öğretmen. Evim kiram değil, babamızdan üç beş mal mülk vardı, o da rahmetli oldu. Ben Türkiye’nin en ucundan Muharrem İnce’nin mal beyanını paylaşıyorum. Bunu YSK’ya verdik, ama gizli verdik. Olmaz öyle gizli. YSK’daki hakim bilecek de Hakkari’deki esnaf kardeşim niye bilmesin? 5 yıl sonra bir daha dağıtacağım. 5 yılda neyim artmış, neyim azalmış… Size söz veriyorum, siz zenginleşmeden ben zenginleşmeyeceğim.


Sıradan bir kamyon şoförünün oğlunu bu aziz millet 16 yıldır milletvekili yaptı. Ona sekreter verdi, hatırı sayılır maaş verdi, koruma verdi, diplomatik pasaport verdi. Verdi de verdi bu fakir millet. Ben de bu fakir millete gönlümü vermek istiyorum. İstediğim şey, 5 yıl cumhurbaşkanlığı yapıp, bu milleti barıştırıp, eğitim sağlık sorununu çözüp, beş yıl sonra torunlarıyla birlikte Sümbül Dağları’na bakarak sabah demli bir çay içmek istiyorum. Onun için sizden tek bir şey istiyorum. Bana bir avuç pirinç verin, size bir kazan pilav yapayım ondan.


“YAPMAMIZ GEREKEN İŞ ŞOFÖRÜ DEĞİŞTİRMEKTİR”


Bu ülkenin Avrupa ile kıyasladığımızda en genç nüfus bizde. Madenler var, ovalar var, şarıl şarıl akan sular var. Ama kötü yönetildiği için, soyulduğu için ne yazık ki insanlarımız fakir. Bu bir otobüs, otobüsün içinde yolcular var, bir de şoför var. Yolcuların istediği yere mi gitmelidir, yoksa şoförün istediği yere mi? Şimdi bir şoför var Erdoğan. Ama o kendi istediğini yapıyor, yolcuların istediğini yapmıyor. Yapmamız gereken iş şoförü değiştirmektir.


DEVAMI GELİYOR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Bottom Ad

Pages