ANKARA KEDİSİ - Yedinci Gün

Güncel haber sitesi,son dakika haberlerinden haberiniz olsun

Son Dakika Haberleri

21 Ekim 2014 Salı

ANKARA KEDİSİ

Ankara kedisi, dünyaca tanınan bir kedi ırkı. Anavatanı Anadolu olan Ankara kedisi, en eski uzun tüylü kedi soylarından birisidir. İlk kez 17'nci yüzyılın denizcileri tarafından Avrupa'ya da götürülmüştür. 18'nci yüzyılda Avrupa asillerinin sevgilisi haline gelmiş olan Ankara kedisi, bu zamanlarda örneğin Fransız krallarının saraylarında ve her yerde mevcuttu. Diğer uzun tüylü bir kedi soyu olan Fars kedisinin ortaya çıkması ile Ankara kedisi yıldızı solmaya başlamıştır. Ancak 1950'li yıllarda Amerikalı kedi yetiştiricileri tarafından tekrar bir Ankara kedisi çifti Anadolu'dan götürülerek yetiştirildiğinde, tekrar sevilen bir ev kedisi olarak eski meşuriyetine kavuşmuştur. Ankara Kedisi Bugünkü Ankara kedileri güçlü, enerji dolu ama nazik, orta uzun ipekimsi tüylü bir kedi olarak tanınır. Çok hareketlilerdir, atlamayı severler, yeterince ilgi ve şefkat görmezse bunu zorla elde etmeyi iyi bilirler. Ankara kedisi saf ve doğal bir kedi türü olmasının yanı sıra Türkiye'nin ulusal hazinelerinden biri olarak görülür. Ankara kedisi pek çok kişi tarafından orijinal uzun tüylü kedi olarak kabul edilir. Eski adı Angora olan Ankara; ipeksi, zarif desenli ve uzun postlu hayvanların evi olarak bilinir. Ankara kedileri; hâlâ Türkiye'nin köylerinde ve kırsal yerlerinde, yüzyıllardır neredeyse hiç değişikliğe uğramadan dolaşmaktadır. Bu kadar zaman boyunca hayatta kalmasını sağlayan özellikleri; içgüdülerine oldukça bağlı ve son derece zeki olmasıdır. Günümüzde, özgür yaşamak yerine insanlarla yaşamaya alışmış olsa da kendine özgü güçlü kişilik özelliklerini korur. Tekir bir Ankara kedisi Ankara kedisi, Avrupa'da görülen ilk uzun tüylü kedi olarak bilinir. 10. yy.ın başlarında Vikingler tarafından Avrupa'ya getirildiği ve bu yüzden günümüz uzun tüylü kedilerinin atası oldukları bilinmektedir. Bugünkü Ankara kedisi; varlığını 60'lı yıllarda kendisinden Amerika'ya, sonra da Avrupa'ya ithal edilen Ankara Hayvanat Bahçesi gibi kuruluşlara borçludur. Ankara Kedisi, 16. yüzyılın sonlarında bilimadamı Claude Fabri de Peirese ile birlikte Fransa'ya varmıştır. Vücudunun güzel ve oryantal yapısı, kısa zamanda popüler olmasını sağlamıştır. 1868 yılında bir İngiliz yazar tarafından "genellikle boyun kısmında uzun, gümüşe çalan muhteşem ve farklı tüylere sahip güzel bir kedi" olarak tanımlanmıştır. Bu türün beyaz rengi, türünün gerçek temsilcisi olarak görüldüğünden, beyaz kediler için Ankara Hayvanat bahçesi tarafından bir üreme programı başlatılmıştır. Ankara kedisi; çok zeki, cesaretli ve sahibine bağlı bir kedidir. Evde çıkılmamış hiçbir dolap, açılmamış hiçbir kapı bırakmayan, kendilerine ait atletik bir zarafetleri vardır. Sosyal ve oyuncudur. Oldukça yaramaz (hırçın) olan kuzenleriyle kıyaslandığında genellikle iyi huyludur. Yaşadığı coğrafî konum dolayısıyla sudan pek hoşlanmaz ki bu durum Van kedisinde tam tersidir. Ankara kedisi, sahibiyle hayatının ve evinin her yerinde birlikte olmak ister. Birlikte yaşadığı kişiye derin bir sevgi duyar ve karşılığında da aynı sevgiyi almaktan hoşlanır. Sahibi nerede olursa olsun ve ne yaparsa yapsın, yaptıklarından haberdar olmak için yanında olur. Sahibini oldukça abartılı sevgi gösterileriyle ödüllendirir fakat birşeyi yapmaya niyetlendiği zaman, en akıllı insan bile onu yolundan geri çeviremez. Yaptığı herşeyi ustalık ve çeviklik ile yapar. Hem erkeği, hem de dişisi harika ve sorunsuz üreyen bir kedidir. Sağlıklı, yapılı kedi yavrularına çok az zorlukla sahip olur ve onları yetiştirirken sevgi ve kur yapar. Zeki ve çevik olmasının yanı sıra bazen de çabuk sinirlenen bir kedidir. Sahiplerine istediklerini yaptırmak için onları beceriyle kullanabilecek kadar akıllıdır. Bir Ankara kedisine sahibi susadığı zaman musluğu açmasını ya da bir dolabı kapatmayı öğretebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Bottom Ad

Pages